Güneş Yanığı

Kelimeler minicik yıldızlardır karanlıkta; onlarsız da olmaz, onlarla da... Bazen hiçbir şeye yetmezler ama yine dönüp onların omuzuna yaslarız başımızı. Yoldaşlıklarını, ömürlerinin sonuna kadar sebatla, sadakatle sürdürürler. Kelimeler ölümsüz değillerse de bizden uzun yaşarlar. Ömrü bizimkinden uzun olanlar, arkamızdan yapılan duâya "âmin" der ve başkalarında yaşamaya devam ederler.

Kelimelerin sigortası atar bazen. Taşıyamayacakları bir yükle karşılaştıklarında... O zaman göğe yükselirler arıza giderilinceye kadar. Hava değişikliğine ve dinlenmeye ihtiyaç duyarlar çünkü. Sonra uslu uslu geri gelirler. Hiç gitmemişler gibi evimize girerler. Eski, alışıldık hayatımıza döneriz.

Ama trafo bazen hepten yanar: O zaman kelimeler tutuşur, yanar, kavrulur ve kül olurlar. Ama ne tutuşma, ne yanıp kavrulma, ne de kül olma acı verir. Anlamı temsil etmekle görevli olan kelimeler, anlamın içinde erir giderler...

Konya'ya giren, kelimeleri yanmış olarak çıkar.

Çünkü Konya'daki güneş, kelimeleri yakar. Deriyi yaktığı gibi...

Güneşin yaktığı kelimelerle ise, yazı ancak buraya kadar yazılır.

1 yorum:

hicbirsey dedi ki...

benim kelimeler ise dondu burada...