Kaybolan Arılar

Elimi bir ya da iki kere arı soktu, sanırım. Birincisini cok iyi hatırlıyorum. İlkokuldaydım. Birinci ya da ikinci sınıfta… Teneffüs zili çalmıştı. Sıcak bir sonbahar günüydü. Sabahtı… Sınıftan ve koridordan çıkmış, okul bahçesine doğru koşmuştum. Ana kapıdan çıkar çıkmaz, sağ elimde bir yanma hissetmiştim. Teşhisi kim koydu, hatırlamıyorum. Ama elimi arı soktuğuna karar verilmişti. Sokan arının da fazla yaşamaycağını söylemişlerdi.

Arı sokması, acı bir olay olarak yer etmedi zihnimde. Ama tabii, pek de hoş bir şey değildi. Üstelik her bünye benimki kadar kolay atlatmıyor arı sokmasını. Bazılarının allerjisi var: Her yerleri kabarıyor.

Arının beni soktuğu günkü kadar güneşli bir günde yapılan okuma bayramından "arı vız vız vız" rontunu hatırlıyorum bir de hemen. Rontun şarkısının sözleri, "Yaz geldi çiçekler açtı, arılar hep çalıştı/ Arı vız vız vız/ Arı vız vız vız… diye bağırır…" diye devam ederdi. Onlar için ront yaptığımıza göre saygı duyulacak hayvanlardı.

Diyorlar ki, arılar da global ısınmadan payını almış. Galiba terk-i diyar etmişler başka bir gezegene… Çiçeklerin açması, soylarının devamı onlara bağlıymış, onlar taşırlarmış çünkü tohumları; böyle giderse bazı bitki türlerinin devamı tehlikeye girecekmiş.

Şu günlerde bir arı soksa, bir arı girse pencereden içeri, arıları görsek bahçemizde, mutlu olacağız demek ki…

Son zamanlarda okuma bayramlarında hangi hayvan için ront yapıldığından ise haberim yok.

"Arı"yı dikkatlerinize sunuyorum.

Hiç yorum yok: