Aramızdaki Şehirler


Geceleri yol alırken şehirler belirsizleşir. Sınırlar görünmez olur. Şehirden çıkış ve şehre giriş noktaları silikleşir.

Işıklar görünür pencerelerden. Ve karanlık pencereler görünür pencerenizden...

Hiç ses yokmuş gibidir dışarıda. Hemen geçip gittiğiniz o yolun kenarında. O ışıklı pencerede... Ya da karanlık bir göz gibi bir duvara yerleştirilmiş kara çerçevede.

Hiç yolcusu yokmuş gibidir otobüsünüzün, herkes uyurken. Siz de uykuya dalarsınız. Denizin üzerinde sırtüstü hareketsiz kalmak gibi, dünyadan, bedeninden tam olarak ayrılmadan; sesleri suyun içinden boğuk boğuk duymaya devam ederek...

Uyur, uyanır, sınırları belirsiz şehirler görürsünüz. Çoktan uyuduklarını düşünürsünüz o şehirlerin tanımadığınız -tanımadığınız için de size yabancı olduklarını düşündüğünüz- insanlarının...

Bir de bıraktıklarınız vardır:

Şehirlerinizin arası açıktır.

Şehirlerinizin arasına başka şehirler de girmiştir.

Şehirleriniz birbirine uzak düşmüştür.

Şehirlerarasındasınızdır.

Uzaklaştıkça aranızı açarsınız. Kendi iradenizle... Sevgilinin ve kendi şehirlerinizi istisna tutarak aradaki şehirlere sitem edersiniz içten içe. "Aramızdaki şehirler" diye adlandırırsınız onları. Adlandırdığınız anda da "biz"den bahseden bu tamlamayla yeniden birleşirsiniz, tamamlanırsınız.


Ama biraz düşününce zaten farkedeceksinizdir, aramızdaki şehirlerin vücutlarımızdan ibaret olduğunu...

Aramızdaki şehirlerin....


fotoğraf: http://flickr.com/photos/benklemm/66866504/

Nefesi Kesilmek

Devletşah sobelemiş. İlk defa sobeleniyorum sanal âlemde: Nefesimi kesen anları yazacakmışım. Sobelenmek nefes kesebilir diye düşünüyorum ilk olarak.

Sonra o başlıklara uyamayacağımı farkediyorum. Hemen yapabileceğim ve nefesimi kesecek olan şeyler; yarın yapabileceğim ve yine nefesimi kesecek olan şeyler... Filan falan...

Ben aklıma geldiği gibi yazacağım:

Dalgalar nefes keser.

Rüzgârın hafiften esişi, saçınızı alnınıza değdirişi nefes keser.

Günün farklı saatlerinde farklı renkte görünen deniz nefes keser.

İki rengin biraraya gelişi nefes keser.

İki sevgilinin kucaklaşması nefes keser.

Gözünüze değen o uzun bakış nefes keser. O bakış, aklınızı başınızdan alır ve kestirip atar. O zaman yalnızca nefesiniz değil, nefsiniz de kesilir, yaralanır, kanar. Tatlı tatlı kanar...

*****

Sobelenmek isteyen herkese açıktır nefesi kesilmek üzerine yazma davetim... Ben açıktan sobelememeyi tercih ediyorum.